İlham Veren Kadınlar Zirvesi

İstanbul Ticaret Üniversitesi Kadın ve Aile Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Kadın ve Aile Koordinatörlüğü işbirliğinde Kültür ve Sanat temasıyla “İlham Veren Kadınlar Zirvesi” düzenlendi. Çeşitli illerden gelen katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği Zirve TÜGVA Genel Merkezi’nde gerçekleşti. 
 
TÜGVA Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Yıldız’ın selamlama konuşmasıyla başlayan zirvede Çiğdem Yıldız projenin çıkış noktası ve İlham Veren Kadın denildiğinde zihinlerde oluşan yanlış algılardan bahsederek asıl ilham vermesi gereken özelliklerin ahlak, alanda uzmanlık, şuurlu olma ve tüm bunlar için verilen çaba ve emek olduğunu vurguladı. 
 
Ardından İstanbul Ticaret Üniversitesi Kadın ve Aile Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aşkın Asan insanın hayatında birçok kişiden etkilendiğini, birçok kişiye yol gösterdiğini belirterek katılımcılara dönüp “Her biriniz bizim için bir değersiniz ve çok kıymetlisiniz” dedi. Asan Kadın ve Aile Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak bugüne kadar yapılan faaliyetler ve çalışmalar hakkında bilgi vererek aile odaklı çalışmaların önemi üzerinde durdu.
 
TÜGVA Genel Başkanı Enes Eminoğlu da vakfın genel durumundan ve vakıf çalışmalarında kadının rolünün öneminden bahsetti.
 
Programa katılan İstanbul Milletvekili Doç. Dr. Sare Aydın Yılmaz da bir konuşma yaptı. Yılmaz, bir kadının eş, anne, evlat olmaktan ziyade önce kendi kimliği ile var olması gerektiğini belirterek Müslüman kadın kimliği üzerinde durdu. 
 
Açılış konuşmalarının ardından ilk oturum TÜGVA Genel Merkez Kadın ve Aile Koordinatörlüğü Bölge Sorumlularından Av. Tuba Arslan’ın moderatörlüğünde başladı.
 
“MESELE MAL SAHİBİ OLMAK DEĞİL, OLGUNLAŞMAK”
 
Eğitimci, yazar Ayla Ağabegüm tüketim çağına karşı durulması gereken net bir tavırla hem maddi hem manevi olarak tüketimi azaltmak adına ilham veren tecrübelerini paylaştı. “Ağabegüm “Mesele mal mülk değildir, mesele olgunlaşmak ve olgunlaştıktan sonra da topluma faydalı olmaktır” ifadelerini kullanarak yeni yetişen gençlerin değerlerine bağlı olması gerektiğine değindi.
Programın diğer konuşmacılarından Fatma Karamollaoğlu ise zamanın verimli kullanılması üzerinde hassasiyetle durarak şu ifadeleri kullandı:
 
“Gece körü denen bir saatte, 02.30 sularında uyanıyorum. Ama benim için gece vakti ilim ve bir şey üretmek çok verimli ve çok değerlidir. Ayette de buyuruluyor: Şüphesiz gece neş’esi (insanın biraz uyuyup dinlendikten sonra kalkıp ibadete yönelmesi, gönül lezzeti bakımından; beyin, beden ve ruh arasında tam bir uyum ve huzur sağlamak ve) etkili olmak açısından daha sağlamdır, (şuurlu bir) okuyuşa ve kavrayışa daha elverişlidir. Beynin elektrik sinyallerinin senkronizasyonları üzerine çalışan bir ekip var; Prof. Moran Cerf ekibi. Birlikte zaman geçiren insanların beyin dalgalarının bir süre sonra benzer görünmeye başladığını belirlemiş ve çalışmalarının sonucunu şöyle açıklamış. Hayatta alınabilecek en doğru karar kiminle vakit geçireceğinizi akıllıca seçmek. İlim ya da sanat yolculuğu… Hayatta bir şey yapmak istiyorsanız en önemlisi hedef belirlemek, hedef olmadan hiçbir yere varamazsınız.” 
 
“HEDEFE KİLİTLENMEK BAŞARIYI GETİRİR”
Ayten Tiryaki de “Bir hedefe kitlenirseniz bütün kainat size yardım eder” diyerek gençliğe hedeflerin peşinde sağlam adımlarla koşması yönünde tavsiyelerde bulundu. Tiryaki, etraftaki olumsuz yorumlara takılmadan sadece hedefe kitlenmenin başarıyı mutlaka getireceğini vurguladı.
 
Programın ikinci oturumu İstanbul Ticaret Üniversitesi Kadın ve Aile Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aşkın Asan’ın moderatörlüğünde devam etti.
 
Konuşmacılardan belgesel yönetmeni Tülay Gökçimen, “Tecrübelerimden edindiğim bilgi şudur ki dünya üzerinde görünmez olmak istiyorsanız mülteci olmanız yeterlidir, mültecileri kimse görmüyor ve görmek istemiyor.” diyerek programdan bir önceki gün İdlib Kampı’ndan yeni dönmüş olması sebebiyle mültecilerin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. Gökçimen, Afrika’dan Nepal’e, Asya’dan Kudüs’e Dünyadaki Müslümanların İslam’ı hangi şartlarda yaşamaya çalıştıklarını anlatan belgesel çekimlerinden bahsetti. 
 
“DENEMEKTEN KORKMAYIN”
Müzehhibe ve yazar Hande Topbaş da “Gençlere tavsiyem şudur: Size maymun iştahlı dense bile her şeyi deneyin. Her alanda hiçbir şeyi denemekten korkmayın, çünkü o denediğiniz şeyler sizin hafınıza yerleşiyor ve sonradan ortaya çıkıyor.” diyerek katılımcıları çok yönlü olmaya davet ederken bir işe çok zaman harcayarak uzman olunabileceğini savundu. 
 
Çamlıca Camii mimarlarından olan Hayriye Gül Totu kentlerin gelişimi, kentlerin oluşumundaki problemler konulu konuşmasında ideal şehrin nasıl olması gerektiğinden bahsetti. Özellikle Rönesans dönemindeki mimarların sadece mimar değil, ressam, şair yazar olduklarının altını çizdi. Totu, “Biz aslında mesleği böldük, mimar, inşaat mühendisi, peyzaj mimarı gibi birçok alana ayırdık. Halbuki bir mimar hepsinden anlamalı” ifadelerini kullandı. 
 
Program, İstanbul Ticaret Üniversitesi Kadın ve Aile Uygulama ve Araştırma Merkezi Uzmanı Güllü Sonakalan’ın sonuç bildirisini sunması ile sona erdi.