IV. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi İstanbul’da Gerçekleştirildi

TCAK_Slider

8 Mart 2018, İstanbul

İstanbul Ticaret Üniversitesi Kadın ve Aile Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM)  iş birliği ile bu yılki teması “Boşanma” olan IV. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi gerçekleştirdi.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sütlüce Kampüsü’nde gerçekleştirilen kongreye; İstanbul Ticaret Üniversitesi Kadın ve Aile Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü aynı zamanda KADEM Başkanı Doç. Dr. E. Sare Aydın Yılmaz, KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Dr. Esra Albayrak, İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Öztürk Oran, Düzce Milletvekili, TBMM Aile Bütünlüğünün Korunması Araştırma Komisyonu Başkanı Ayşe Keşir, ve seçkin davetliler katıldı.

Kongrenin açılış konuşmasını yapan Doç. Dr. Sare Aydın, aile birliğinin önemine değinerek, boşanmaların dünyada ve ülkemizde arttığına dair yanlış bir algının olduğunu, aslında bunun gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

“Aile Üzerinde Önemle Durulması Gereken Bir Konu”

Aydın: “Boşanma oranları aslında artmıyor. Hatta tam tersi söz konusu; TUİK verilerine göre 2016 yılında bir önceki yıla göre boşanmalar %4,3 oranında azalmış durumda. Oranlar artmıyor olsa da aile birliği üzerinde durulması, üzerine çalışmalar yapılması gereken bir konu. Her türlü şiddetin engellenmesi için yaptığımız çalışmalar var. Boşanma konusunu ele alışımız bu noktada da önemli. Zira aile içi şiddet ile boşanma sürecinde ve sonrasında kadına ve hatta çocuğa yönelen şiddet bu süreçten bağımsız değil. Bu yıl boşanma temasıyla düzenlediğimiz IV. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi’yle, bu konuya çözüm odaklı, adalet merkezli yaklaşımların sağlayacağı imkân ve kısıtları ortaya koymayı ümit ediyoruz.” dedi.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, kadınların omuz vermediği hiçbir mücadelenin başarıya ulaşamayacağını ifade ederek, görülüyor ki hem kadınlarda hem de erkeklerde son beş yılda evlenme yaşı yükselmiş. Boşanma da evlilik kadar eski bir kurum. Ancak toplumlar evliliği teşvik ederken, boşanmayı güçleştiren kurallar koymayı tercih etmiş. Özellikle evlilik bağının dince kutsal sayıldığı toplumlarda boşanma ya yasaktır ya da çok zordur. Günümüzde çağdaş toplumlarda da hukuk boşanmayı nispeten güçleştiren önlemler almaktadır’’ dedi.

Boşanmaların çoğunlukla ekonomik, sosyal ve kültürel nedenler, psikolojik nedenler, aileye yönelik farklılıklara dayalı nedenlerden olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ekren, ‘’Günümüzde evlilik, geçmişe oranla insanların tercih ettiği bir ilişki biçimi olmaktan hızla uzaklaşmaktadır. Buna yol açan pek çok toplumsal neden arasında ikisi ön plana çıkıyor. Birincisi kadın ve erkek arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuki normların değişmesi ve toplumun evlilik dışı ilişki biçimlerine giderek daha hoşgörüyle bakması. İkincisi ise modern hayatın sosyo-ekonomik gerekliliklerinin evlilik yaşını yükseltmesi ve bunun sonucunda bireylerde evlilik düşüncesinin öneminin zamanla azalması ve yitirilmesi. Modern toplumlarda evlilik oranlarının azalması demografik, sosyolojik, psikolojik birçok soruna da yol açıyor’’ diye konuştu. Ekren sözlerini, cesaretleri ve üretkenlikleriyle ülkeye değer katan bütün kadınların kadınlar gününü kutlayarak sonlandırdı.

“Toplumu Oluşturan En Sağlam Kale Ailedir”

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Öztürk Oran ise yaptığı konuşmada ailenin önemini vurguladı. Oran: “Günümüzde yoğun iş hayatı nedeniyle, köklü geleneklerden miras aldığımız aile olgusundan mahrum kalarak iş odaklı yaşıyoruz. Toplumu oluşturan en sağlam kale ailedir. Bu kalenin yıkılmaması için de aile bireylerinin sağduyuyu ve saygıyı elden bırakmamaları gerekir.” diyerek iş hayatının kadim değerlerimizi yok ettiğine ve sağlam ailenin önemine vurgu yaptı.

Düzce Milletvekili, TBMM Aile Bütünlüğünün Korunması Araştırma Komisyonu Başkanı Ayşe Keşir kongredeki konuşmasında sağlıklı ailenin çocukların yetiştirilmesi ve gelişmesi üzerindeki olumlu etkilerine değindi. Keşir: “Hangi sosyo-ekonomik yapıda olursa olsun kendi içinde hak ve görev dengesi olan aileler sağlıklı ailelerdir. Çocuk ve gençlerin topluma hazırlanmasında sağlıklı ve güçlü bir aile önemli bir köprü görevi görmektedir.” dedi.

 “Aslolan İlk Baştan Sürdürülebilir Evlilikler Yapılmasıdır”

Kongre sonunda basına kongre ile ilgili açıklama yapan Sümeyye Erdoğan Bayraktar sürdürülebilir ailenin önemine değinerek, aslolanın ilk başta sürdürülebilir evlilikler yapılması olduğunu vurguladı. Bayraktar: “Huzurlu, sürdürülebilir ailelerin yaygınlaşmasında bizlere önemli sorumluluklar düşüyor. Özellikle şiddet vakalarında boşanma hayat kurtarıcı olabilir ama aslolan ilk baştan sürdürülebilir evlilikler yapılmasıdır.” dedi. Bayraktar, evliliğin geçici hevesler veya ekonomik/faydacı dürtülerle değil, sağlıklı iletişimle hayat boyu yoldaşlık hedeflenerek yapılması gerektiğini söyledi. Bayraktar sözlerine şöyle devam etti: “Sağlıklı aile nasıl kurulur, boşanmaya giden süreçler nedir ve nasıl önlenebilir, nihai kertede mecbur kalındıysa boşanma nasıl suhuletle gerçekleştirilir, kongremizde bunları inceleyeceğiz.”

IV. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi’nde birisi açılış paneli olmak üzere, toplam on oturumda yapılan sunumlarda boşanma konusu farklı boyutlarıyla ele alındı. Üç farklı salonda eş zamanlı oturumlar şeklinde gerçekleşen kongrede 36 sunum yapıldı.

DXyKft3W0AIe-lt DXwcYjCXUAMK4n8DXwQ0wuWsAEPeow DXw3zdYWsAA-geG